Bilirdim, imkansızdın.
Ve şimdi artık tamamen imkan'sızı'm oldun.
Sen hayattaki tüm sınavlardan daha serttin. Bir yanlışım her doğrumu götürdü. Oysa çok sevebilirdim seni.
Çok aşık olabilir, öyle istediğin gibi "bebeğimmişsin gibi" sevebilirdim seni.
Sen benim kusurlarıma, hatalarıma odaklandın. Oysa ben kusurlarında bile bir zarafet buldum. Hatalarına bile mantık kılıfı uydurdum. Ben bir Sefa Topsakal şarkısında da dediği gibi, "Seni kendimde inandırdım.."
Karşına daha erken çıkamamak benim suçum muydu mesela?
Kirletmeden ruhumu beyazdan da beyaz bir kalple gelebilmek elimde olsaydı gelmez miydim?
Sende arınmak istedim. Oysa sen de siyahtan farksızdın. Ben senin kirlerini bile sevdim. Kabullendim seni. Sen yargılayan bakışlarla bakarken bana ve gösterirken bir parmağınla noksanlarımı ben aslında bir kusur olan gamzelerimden öpmene kandım.
Ah ben, bir avuç buz kütlesiydim. Darmadağınık çoktan erimeye yüz tutmuş.
Güneşe kandım. Eritmez sandım. Buhar oldum..
Ve ben hissettim. Kendini çekip benden alıp gideceğini hissettim. Hayırlısı olsun dedim.
Olmayacak bence dedin. Ardı ardına olumsuz cümleler kurdun. Hiç düşünmeden tek bir solukta yazdığın cümleler beni nasıl göğsümden vurdu ve nefesimi kesti bilmiyorsun..
04/11/2022 -00.28 Onu hala güzelliklerin bulacağını düşünen bir kadın öldü.
04/11/2022- 06.45 Sadece sırtını kendine yaslayan bir kadın doğdu.
Duyguları ölen yeni bir ben...