Konu: Yazgıtay
Tekil mesaj gösterimi
Alt 11 Ocak 2023, 21:34   #49
Çevrimiçi
Renommier
Schmiss
Yanıt: Tanıyorum, Kinsin Sen!




Dertlenince veya canımız yanınca hep aynı insan aklımıza geliyor değil mi?
Acı denince bile en somut örnek olarak bir insan gösterilebiliyoruz rahatça. Somut örnek, soyut yara. Maalesef bu hepimize oluyor. Hiçbirimiz canımızı yakanları, canını yaktıklarımız kadar kolay unutamayacağız. Hatta unutmayacağız. Tabii eğer zamanın, hayat hikâyemize serpiştirdiği bölgesel anestezisini unutmak olarak değerlendirmezsek. Dikkatli bakarsanız, aslında insan; tekrardan, başa dönüşlerden ve güncellemelerden ibarettir. Ne yazık ki bu da acıyla olan bir şey! Aynı denklemde mutluluk gizler, acı yeniler. Eğer buraya kadar okuduysanız, bilin ki; şuan birilerinin hâlâ canı yanıyor, birileri hâlâ ve birileri hâlâ yara bantlarına tutunuyor. Çünkü biz insanız ve hiçbirimiz yalnızlığın gerçek anlamını bilmiyoruz. Canımız yandığında koştuğumuz birisi veya birileri muhakkak vardır. Aldatacak, kandıracak, kullanacak birileri hep çıkar karşımıza. Elmayla zehirlenen prensesin masalında bile onun için göz yaşı döken, başından ayrılmayan insanlar vardı ve hiçbir kan bağları yoktu. Aslında bakarsan bir çıkarları da yoktu. Peki, ne oldu sonunda? Prenses uyandı ve gitti. Masal mutlu bitti... mi? Hayır dostum. Bitmedi. Dışarıdan baktığında senden eksikmiş gibi görünen insanlardan ne çok şey öğreniyorsun değil mi? En başta da dürüstlük! Masallar ne derse desin ne sen ne de ben; pamuk prensesi içten içe seven o cüce kadar masum değiliz ve asla olamayacağız. Ve bir masalın mutlu bitmediğini öğrenemeyeceğiz. Yalnızlığın gerçek anlamını bilen o cüce gibi! Eski bir arkadaşım hep, “Kötü bir olayı anlatmak yerine unutmak daha iyidir!” derdi. Önceleri anlamıyordum. İlk duyduğumda ise ona, “Kötü haber tez duyulur.” atasözünü hatırlatmıştım. Evet, ikimizde haklıydık. Çünkü ikimiz de güldük. Bazı kurallar asla değişmez ve bu orantıda kötülüğü asla yok edemezsiniz. Deneyin isterseniz. Kutsal kitaplarla pek aram yoktur fakat Tanrı yapımı bir şeyi yok etmek imkânsızdır. Sadece belli bir süre önleyebilirsiniz. Kötülük ise böyle bir evrende asla yok edilemez. Neden, diye soracak olursanız eğer açıp kutsal kitaplardaki imtihanın en büyük sebebini okuyabilirsiniz. Her neyse. Ben de unutmayı seçebilirdim. Şu an bu satırları okumanıza izin vermeye bilirdim. Ama yapmadım. Hıristiyanların günah çıkarma işlemi gibi düşünün bunu. İçime attığım, günah saydığım, kurtulamadığım ve adını burada koyamadığım yüzlerce duygumun ruhumdaki bilmem kaçıncı dünya savaşından yenik çıktığını birinci ağızdan anlatacağım sizlere. Tek fark, sizler rahip değilsiniz. Dilerseniz susmak nedir, önce ondan başlayalım, sonra da önceden hazırlanmış tuzaklarımıza yakalanıp bir parçamızı orada bırakıp devam edelim. Gidebildiğimiz yere kadar. Susmak nedir, bilir misiniz? Susmak, bu dünyadaki en tehlikeli yanıcı maddedir. Bu yanıcıyı diğerlerinden ayıran en büyük özellik ise, size veya bir yere temas etmesine gerek yoktur. İç organlarına değmeden hiçbir şey bu kadar zarar veremez insana. İnsan vücudunu bir soba olarak düşünürseniz; içinize attıklarınızın ateşini susarak beslersiniz. Tek fark, bu soba etrafını ısıtmaz. İşte o anda siz değil, cehennem sizin içinize düşer. Ondan sonra da içinizde olan her şeyi yakmaya başlarsınız. Susarak!

Son düzenleyen Renommier; 11 Ocak 2023, 23:54.
 
Alıntı ile Yanıt