Yanıt: Tanıyorum, Kinsin Sen!
Bir saniye sonra tüm hayatınız mahvolabilir. Eğer bana inanmıyorsanız, her geçen saniye anılarınızın boğazınızı sıktığını fark etmiyorsunuz ve hayatımızın yalnızca mahvolma anını en ince ayrıntısına kadar anlatabileceğimizi göz ardı ediyorsunuz demektir. Böylelikle de anılarımızın rap şarkıları gibi olduğunu ama sadece kötü olanların nakarata denk geldiğini, yani daha yavaş ilerlediği gerçeğiyle henüz yüzleşmemiş oluyorsunuz. Ben, bu dediklerimi fark ettiğimden beri iki saniye arasında gidip gelen ömre saplanmış bir bıçak gibi çıkarılmayı bekliyorum hayattan. Sanırım tren yolculuklarını da bu yüzden seviyorum. Çünkü gideceğim yere en az iki saat geç varıyorum. Bu iki saat farkında da telefonumu kapatıyorum. “İki saatim var” diyorum, “İki saatim var hayatımın mahvolmasına.” Rötar varsa, daha çok zamanım var demektir. Aslında ben de kötü anılarımı katlediyorum sadece. Hem de üstte söylediğim rap örneğinin tersine, sevdiğimiz şarkıların ilk önce nakaratını ezberleriz gerçeğine tutunarak. Gerçi babam, “Nefret ettiğimiz şarkıların nakaratını daha çok mırıldanırız” derdi. Harbiden doğru. Peki siz bunu yaşadınız mı? Evden her çıktığınızda o garip duyguyu yakaladınız mı? Evet, o andan bahsediyorum. Sokağın ortasında, yanınızdan geçen arabanın “Kıl payı” dedikleri mesafeyle yasak ilişkiye girdiğiniz ölüm-kalım olayının rutin hale gelmesinin başlangıcından...
|