Yanıt: Tanıyorum, Kinsin Sen!
Cehennem; bazen, biraz da olsa tanıdık geliyor mu hiç? (Bunu nereden biliyorsun, diye sorduğunuzu duyar gibiyim)
Ne garip değil mi? Doktorum beni zararsız hale getirmek için, ailem tekrar düzelmem için ve şu an da tedavi yöntemim olan kanser hastası da umudumu kaybetmemem için çalışıyor. Bense bunların aksine cehennemin en dibi için zirve planları yapmakla meşguldüm. En iyisini yapamıyorsam, çektiğim acının ne önemi olabilir ki? Şu ana kadar söylediklerimle, insanların benden sadece çekindiğini gözlemledim. Bunun tek somut örneği ise cümlelerini seçerek konuşmalarıydı. Fakat zaman ilerledikçe bunlar bana yetmemeye başladı. Çünkü bu durum, körler ülkesinde, çırılçıplak dolaşmaktan farksızdı benim için. Ayrıca bana sorarsanız, umut; kesinlikle hastanede icat edilmiş olmalı. Özellikle onkoloji biriminden firar etmiş bir hastanın icadı olduğunu düşünüyorum. Eğer böyle düşünmeseydim, karşımda oturan ve saç diplerine kadar her bölgesinden kanseri yendiğini avaz avaz bağıran, Miray ismindeki orta yaşlı kadının, bana bunu entegre etmeye çalışmasının başka bir açıklamasına inanasım gelmezdi. Kanseri yenmek nasıl bir duyguydu acaba. Her defasında acıkacağını bildiğin halde tıka basa yemek yemek gibi bir şey miydi? Ağzından burnundan kan dökülmesine rağmen görmezden gelmeyi nasıl başarıyordu, çok merak ediyordum. Saçlarınız dökülürken geleceğin iyi olacağını nasıl düşünebilirsiniz?
|